Her şey göründüğü gibi değilse?

(Kişisel verileri korumak adına özel bilgiler verilmemiş, değiştirilmiş ve kişiden izin alınmıştır)

Büyükşehirde bir hastanede, yatağında belki de son nefeslerini alıp verdiğini düşünen çok yaşlı bir kadın, nefes almakta zorlanıyor, bedeni güçsüz ve ağrılar içinde. Yıllar önce reddettiği kızının gelmesi için tanıdığı kişiler aracılığıyla haberler gönderiyor. Kızı ise onu görmeye gitmiyor. Ne düşündün? Hayırsız, acımasız evlat? ‘Ana gibi yar olmaz, ne yapacak bir anne çocuğuna, bu ne zalimlik’ deyip anneyle mi özdeşime girdin? Bir helallik almak nedir öğretilmemiş demek ki? Gururlu ve kibirliymiş demek ki reddedilmiş ya? Ruhsuz ve duygusuzmuş, kendisi anne mi acaba? ‘Etme bulma dünyası, o da evladından çeker’ mi diyeceksin? ‘İyi etmiş, kim bilir neler yaşamış, reddedilecek ne yapmış olabilir ki’ deyip kızıyla mı özdeşime geçeceksin? Kendi anne babana duyduğun öfkeyi, kırgınlığı bu olayda duyguya girerek mi atmaya çalışacaksın? Yoksa ‘Sadece Gözlemci’ olarak kalmayı, kimseyle özdeşleşmeden nefs-i müşahade makamından bakmayı mı seçeceksin? İraden ve bakış açın senin elinde. Birini zalim birini mazlum görerek kendi içinden çıkamadığımız durumlara malzeme yaparız olayları ve birilerini. Herkesin referans noktası ise kendi yaşadıkları ve deneyimlediği duygulardır. Ailesi, toplumu, dini ve kültürel kodlamaları. Peki ya gerçeklik ne o zaman? Ya zalim ve mazlum sadece görünen ise, ya her şey aslında olması gerektiği gibi oluyorsa? Hayır, hayır. Ne duygu yaşayacağız o zaman değil mi? Öyle ya duygularla yaşamak bizim alışkanlığımız. İlle bir kategoriye sokarsak, adını koyarsak, biri iyi biri de kötü ise her şey NET. Yargıladık, suçladık, astık, kestik, rahatladık. O yüzden ispat isteriz insanlardan, bizi ikna etmesini isteriz, oysa zaten zihnimiz kim beraat edecek, kim infaz edilecek diye çoktan karar vermiştir… Zihin ile bakanlardan değil, ruh ile görenlerden olmak dileğiyle…

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version